Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Eğitim Bir-Sen Osmaniye Şubesi'nin Korkut Ata Üniversitesi amfisinde düzenlediği, "Yeniden Büyük Türkiye'de Sivil Toplumun Rolü" konulu konferansta, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu
Sendikaçılıkta kutsal metaforun adamısın yada düşman metaforun adamısın diye sendikacılıkta insanları mecburi istikametlere yönlendirip ya ordan ya burdan yaklaşımı ile nöbetleşe elzem olarak bu ülkedeki vesayet hükmünü her defasında bir dernek vakıfların kullandığı yapılardan yola çıkarak sendikacıların sevimsizliğinden dolayı bize yakıştıramayan insanlar yola çıkmış olan akif inan'a ve arkadaşlarına hoca inanmışsın ama bu iş zor demişlerdi tıpkı bir çiçekle bahar olur mu? Diyenlere bütün baharlar bir çiçekle başlar. En uzun yolculuklar bir adımla başlar. Diyecek kadar inançlıydılar.
Sendikacılıkta yeni bir sayfa açmak için yola çıktık. 92de yola çıkışımız ve yaslandığımız nokta üç boyutlu direniş. Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin onada gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğz edin diyen üç boyutlu direnişi örnek alan sendikacılığı iyilikleri önermenin ve kötülükleri önlemenin izdüşümü olarak algılayan yaklaşım yola çıktığında kavga zeminindeki sendikacılıkla yola başlamıştır. Kavga zeminindeki yapılan sendikacılığa yetki alınarak damga vurulurken, kavga zemininde sendikacılık deyim Refahat zemininde akıllı hizmet sendikacılığı diye Türkçe'de ücret sendikacılığı olarak yapılan popülist yaklaşıma ücret sendikacılığı da içinde barındıran hizmet sendikacılığı sloganıyla sendikacılığa yeni bir ufuk açtığımızı kimse farketmemiştir. Sendikacılıkta insanı merkez alan bir yaklaşımla sendikacılık yapmaktayız. Bunu yapmak zorundaydık. Çünkü bizim yaşadığımız acılar travmalar bu anlamda sendikacılığın bizim için çok önemli bir nokta olduğunu çalışan kesimin hak özgürlüklerine Saldırırken ikliminde atmosferinde oksijenini arttırma noktasında önemli bir nokta olduğunu bize Bediüzzaman said nuri ifade etmiştir. Bu ülkede son dönemlerin en önemli mütefekkirlerinden Bediüzzaman said nursi örgütsüz olan kitleye atfen buğz eden, evde televizyonun başında kızan, öfkelenen ama öfkesi yumrukları duvarların dışına taşmayan geniş kitleye hitaben üç saniyenizi toplarsanız üç yapar örgütsüz olanlar üç saniyede üç yapar. Yan yana dizerseniz kol kola takarsanız aynı etkiye yönlendirirseniz 111 yapar deyip sendikacılığın temel yaklaşımı yan yana girmenin kol kola olmanın bereketi ve heybetini ifade eder demişti.
Bu ülkede seçilmiş başbakanı asanlar bize o tarihi yıllardır demokrasi bayramı diye tanıtarak inadına kutladılar. İntikam alırcasına demokrasi bayramı diye seçilmiş başbakan asan darbeciler o tarihi kutlattılar. Her on yılda bir örselenmenin her on yılda bir hizaya çekilmenin, bu ülkenin kaderi olmaması gerektiğinden yola çıkarak aynı mizahsenin 80de ortaya konup ya ordansın ya burdansın noktasındaki yaklaşımların Kenan Evren'in ifadesiyle şartların olgunlaşmasını bekledikleri şartları olgunlaştırmak için bekledikleri ve onların şartları olgunlaştırmak için kullandıkları ortamlardan daha sonra adalet süsü vererek bir oradan astık bir buradan astık adaleti sağladık dediği noktaya gelişimizin altındaki temel gerçek bu ülkede aklı selim ama beyni üniformalı yapıların olmasından kaynaklanıyor. Zamanın Genelkurmay Başkanı'nın hikayesi vardır 28 şubatta. 28 Şubat tarihin kırılma noktasıdır. Mantıkların uyanma noktasıdır. 28 şubatta bu ülkede seçilmiş bir yargıya karşı vesayet odaklarının mizah sen içerisine girdiği mühendislik yaptıkları o dönemde emekli örgütlerin alın teriyle ekmeğini kazanan insanların ırgatı olarak kullanmışın hikayesi vardır 28 şubatta.
İsmail hakkı kara dayının zamanın Genelkurmay Başkanı'nın biz Silahlı Kuvvetler olarak üstümüze düşeni yaptık. Şimdi sıra sivil kuvvetlerde deyip sokağı o zaman ki çete başkanı Refik Baydur’un ifadesiyle bizi çete diye kitaplaştırdı. Beşli çetenin sokağa yürüyüş hikayesini bilmeyenler Memur senin de eğitim bir senin de memur sen e bağlı sendikalarında ne demek olduğunu neden ayakta durduğunu bilemezler.
Seçim öncesi algı operasyonu oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Yalçın, "Twitter fenomeni olarak bilinen, Twitter müfterisi Fuat Avni önceki gün bir liste yayınlayarak Memur-Sen'e bağlı sendikaların üyelerinin de içerisinde bulunduğu bir liste yayınlayarak bir iftira kumpası üzerinden bir tezgah ortaya koydu, bir algı yönetimi yapmaya çalıştı ama tosladı. Yayınladığı 25 kişilik listenin içerisinde 15 kişinin sandık görevi yok. Listeler ayaküstü oturularak hazırlanmış, bir algı yönetimi yapılmaya çalışılıyor" şeklinde konuştu.
Seçim sonrası bir tartışma başlayacağını, bu tartışmanın merkezine Memur-Sen'in konulacağını ileri süren Yalçın, şöyle devam etti:
"Algı operasyonu var, suç birilerinin üzerine yıkılarak, şimdiden zemin hazırlanmaya çalışılıyor. Bunu deşifre ettik. Bu konuda Memur-Sen ailesi olarak, olayın gerçek yüzünü ortaya koyarak seçim kuruluna açıklama yapması çağrısında bulunduk. Çünkü bir algı operasyonu var. Seçim sonrası bir tartışma başlayacak. O tartışmanın merkezine Memur-Sen'i oturtacaklar. Bunun sebebi ise kuyruk acıları var. Bu ülkede 7 kez darbe girişimi olduğunda, darbe kıran görevi yapan, 'kral çıplak' diyen Memur-Sen ailesidir. Buradan açık ve net konuşuyorum. Bütün paralellere söylüyorum, ne gücünüz yeter ne de dişiniz geçer."
Yalçın, 17 -25 Aralık operasyonu girişimde bulunanların, bu operasyonları yapmaya gücünün ve yeteneğinin yetmeyeceğini bilen bir kesim olduklarını söyledi.
Bunun küresel bir operasyon olduğunu dile getiren Yalçın, şunları kaydetti:
"Milletin size açtığı krediyi, gönlü ve musluğu yanlış değerlendiriyor, heba ediyorsunuz, yapmayın bunu, hizmeti hezimete, cemaat kelimesini cerahate dönüştürmeyin diye çağrıda bulunduğumuzda, Gezide mesele ağaç değildi, burada dershane değildi diye sesimizi yükselttiğimizde, bizi anlamayanlar geldiğimiz noktada görüyoruz ki kralın çıplak olduğu ortaya çıkmış, bizi küresel operasyonlara, egemen güçlere bağlamaya çalıştıkları ama suçüstü oldukları ortaya çıkmıştır. Onun için altı samimiyet ve ibadet, ortası hararet ve ticaret, üstü cesaret ve ihanet içerisinde olan yapıya karşı bizim söyleyeceğimiz şudur: Türkiye bu ortamları her zaman yaşadı. Üniversitelerde insan özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, çocukların özgürlüklerinin turnikelere sıkıştırıldığı dönemlerde sesini yükselten, kamu vicdanını temsil eden insanlara karşı her şeye tekbir diyenlerin bu gün herkesi tehdit eder hale gelmiş olmasına hakikaten şaşıyoruz."
Ökkeş KURT
Eğitim Bir Sen Osmaniye Şubesi
Basın Yayın Sekreteri