Egitim Bir-Sen Osmaniye Şube Başkanı Mahmut KAHRAMAN Genel Kurula hitap etti.
“Bir şey yap” dizelerini hayatının felsefesi haline getiren, bilgisini, imanını, inancını ve tecrübesini birbirine katık edip, eğitim bir sen kimliği ile tecessüm ettiren kurucu genel başkanımız M.Akif İnan’ı rahmetle yad ediyorum
Eğitim-Bir-Sen; “Bir adım atarsak kafes kırılır/ Belki birden erir zincirlerimiz” diyerek Ruhumuzun kafese mahkûm edilip teslim alınmaya çalışıldığı zor zamanlarda, çağları aydınlatan bir ateşin meşalesini yakarak bir yürüyüşe çıktı; Bu çağrı, milletimizin asil vicdanında yankılandı ve karşılık buldu. İşte bu kıtalar büyüklüğündeki davanın siz şimdiki temsilcileri, yürekleri dağlar kadar büyük, merhametin ve adanmışlığın temsilcileri; sizlere selam olsun.
Yaptığımız iş bir hizmet yarışıdır. cefakar öncülerimizin açtığı bu kutlu yolculuk vefayla yürüyen siz kıymetli dava arkadaşlarımızın sayesinde zirveden yeni ufuklara taşınmıştır. emek ve gayretlerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bugün tüm ülkede olduğu gibi şubemizde de genel kurul heyecanını yaşıyoruz. Genel kurullar geniş katılımlı istişaredir aslında. bizler de işlerimizi yaparken kararlarımızı alırken ortak akla ve meşverete özen gösteren bir teşkilatız. Üyelerimizin oylarıyla tecelli eden delegelerimizin, özgür iradesiyle yapacağımız genel kurulumuz hiç kuşkusuz teşkilatımıza yeni bir heyecan ve farklı bir dinamizm kazandıracaktır.
Değerli dostlar;
Eğitim-Bir-Sen, hak ve özgürlüklerin teminat altında olduğu, her alanda kalkınmış, eğitimi maarif davası edinmiş, müreffeh bir Türkiye hayali ile yola çıkmış ve 27 yılı geride bırakmıştır. Dile kolay; hak, adalet, emek ve özgürlük mücadelesi ile geçen 27 yıl!
Eylem ve söylemini duygu dünyasına, iradesine, özlem ve umuduna tercüman olarak gören Eğitim-Bir-Sen, insanımızın yoğun teveccühüyle dalga dalga büyüyerek toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçilen süreç sonrasında, Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olmuştur.
Tarihî kök bağları, oturmuş geleneği ile kurumsal yapısını tamamlayan sendikamızın faaliyet alanı, geldiğimiz aşamada ülke sınırlarını aşarak iklimleri kateden, gürül gürül akan bir ırmağa dönüşmüştür. Bu ırmak, bağrından fışkırdığı medeniyet coğrafyamızdan beslenmekte ve dönüp tekrar gönül coğrafyamızı yeşertmektedir.
Peki bizler niçin varız. Eğitim-Bir-Sen’i var kılan sebepler, geçmişte ülkemizin ve insanımızın karanlık kâbusu olan gerçeklerdir. Bir korku filminden farksız olan o gerçekler; insan haklarına duyarsız, inanç ve düşünce özgürlüğüne karşı yasakçı, vesayetçi, darbeci, dış odaklarla iş tutan zorba zihniyetin Türkiyesi’ni oluşturmuştur. Bu zihniyetin sahipleri, milletimizi yoksullaştırdıkları ölçüde var ve varlıklı oldular; halkın umudunu, gayretini öldürdükleri ölçüde yaşadılar. Bu karanlık ve kirli amaçlarında belli bir oranda başarılı da oldular. Ekonomik yoksulluğun yanı sıra yaşanan anarşi ve terör olayları, darbeler, milletimizin hayat dolu enerjisini tüketmiş, hayallerini yok etmişti. Enflasyon, faiz, döviz şeytan üçgeni, bütün birikimimizi yutunca ülke maddi manevi çöküntü yaşar olmuştu. Yasaklar ve yoksulluk adeta kader gibi algılanıyordu. Böyle algılansın istiyorlardı.
Eğitim-Bir-Sen’in tarihi, Türkiye’nin karanlıklardan aydınlığa, darbe dönemlerinden demokrasiye, geri kalmışlıktan ilerlemeye geçiş tarihidir. Unutulmamalıdır ki, Türkiye’nin her demokratik kazanımında Eğitim-Bir-Sen’in teri, yeri ve imzası vardır. Çünkü biz meydanlara inmeye başladığımızdan bu yana, ülke olarak kaydettiğimiz her ilerleme, ısrarlı takip ve taleplerimizle mümkün olmuştur.
Kangrene dönüştürülüp milletin moralini bozan, hızını kesen başörtüsü meselesinin çözümü, sekiz yıllık kesintisiz eğitimden ve katsayı zulmünden vazgeçilmesi, yeni müfredat programlarıyla eğitimin vesayetçi karakterinden arındırılıp demokratikleştirilmesi, Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Temel Dini Bilgiler derslerinin okullarda okutulması, Milli Güvenlik dersinin kaldırılması, öğretmenlere nöbet ücreti verilmesi, 4/C’lilerin 12 ay istihdam edilmesi ve ardından kadroya geçirilmesi, sınav ücretlerinin artması, emekli maaşına ve ikramiyesine özel artış yapılması, taban aylığa mahsus zam alınması, cuma namazı ve hac izninin kamu personel mevzuatına dâhil edilmesi, helal gıda sertifikasının kamu kurumlarında gündeme gelmesi, öğretmenlerin özel hizmet tazminatının artırılması başta olmak üzere, pek çok kazanımda etkimiz; atılan doğru adımlarda katkımız, yasakların kaldırılmasında emeğimiz, sorunların çözümünde alın terimiz, haksızlıkların giderilmesinde çabamız vardır.
Başta terör ve savaş olmak üzere, yerel, bölgesel veya küresel ölçekte hak ve özgürlük ihlallerine karşı sesimizi, sözümüzü mazlumlar için yükselttik. Her zaman kardeşlik çağrılarıyla birlik ve beraberlik için harç olduk, kardeşlik hukukunu koruduk. 28 Şubat’ın zulmüne, haklı olmanın verdiği güç ve güvenle karşı durduk. 15 Temmuz işgal girişiminde de hiç düşünmeden, tereddüt etmeden alanlara aktık, tankların, tüfeklerin karşısına çıktık.
Bizim, önceliğimiz Türkiye’dir. Biz milletimize karşı sorumluyuz. Çünkü sorumluluk güç ve imkandan değil, bilinç ve imandan doğar. En çok sorumlu olanlar aslında en bilinçli ve şuurlu olanlardır. Sırtımızdaki yükün, omzumuzdaki vebal’in farkındayız.
İşte bu sebepten dolayıdır ki; Eğitim-Bir-Sen, adalet, inanç, güven, samimiyet demektir. Biz varsak umut bitmeyecek, yol kapanmayacak, menzil şaşmayacak demektir. Biz varsak diz çökülmeyecek, teslim olunmayacak, ezan susmayacak, ayyıldızdalgalanacak demektir.
Bizim nitelik ve nicelik olarak büyüyen örgütlü gücümüze Türkiye’nin ekmek kadar, su kadar ihtiyacı vardır. Biz varsak zulme, baskıya, şiddete, hak gaspına yer olmayacaktır.
Değerli dava arkadaşlarım,
Eğitim-Bir-Sen ailesine mensup olmakla gurur duyuyoruz, gurur duymalıyız. Bu vesileyle bu ailenin kuruluşunda ve bugünlere gelmesinde emeği geçen azimli, sabırlı, vefakâr ve fedakâr dostlarımızdan Allah razı olsun. Bizler de emanete asla gölge düşürmeden, kim olduğumuzu, nerden gelip nereye gideceğimizi unutmadan bu kutlu davada canla başla çalışmaya ahdettik. Bu, milletimize, üyelerimize ve tarihe verilmiş bir sözdür.
Bizim yürüyüşümüz, yarınları daha güçlü kılma, kardeş bulma, kardeş kalma yürüyüşüdür.
Rabbim bu yolda ayaklarımızı sabit kılsın, kalbimizi genişletsin, sözümüzü kavi, muhabbetimizi bakî, birliğimizi daim etsin.
Bu duygu ve düşüncelerle, kongremizin ülkemiz, milletimiz, eğitim camiamız ve sendikamız için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.