Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Sayın Ahmet GÜNDOĞDU, “Medeniyet Davamız, Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen Osmaniye Şube tarafından düzenlenen "Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferansa katıldı. Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Gündoğdu, seviyenin düşürülmeden sendikacılık yapılması gerektiğini söyledi. Taksim'de yapılması planlanan Emek ve Dayanışma Bayramı'nı DİSK ve KESK'in sabote ettiğini öne süren Gündoğdu, bu nedenle kutlamanın Çanakkale'de yapılacağını belirtti. Gündoğdu, "Türkü ile Kürtü ile Lazı ve Çerkezi ile orada yatan Çanakkale şehitleri var. Bu nedenle 1 Mayıs'ı orada kutlayacağız" diye konuştu.
Laiklik ile ilgili görüşlerinin yanlış yorumlandığını da belirten Gündoğdu, “Laiklik, bizim Fransa’dan ithal ettiğimiz bir kavramdır. Laikliğin kelime olarak kendisine düşman değilim ama Sütçü İmam’ın Üniversitesi'nde başörtülü kızı okutamıyor ve okumasını laiklik gerekçesiyle yasaklayıp Fransa’ya sürgün ediyoruz ve Fransa’da bu kızımız laikliğin doğduğu yerde özgürce üniversiteyi okuyabiliyorsa, bu laiklik tanımıyla benim anlaşmam mümkün değil. Bu ülkenin millet meclisinin 411 milletvekilinin, 'başörtülü kızlar üniversitede özgürce okusun' kararını Anayasa Mahkemesi'nin yedi cübbelisi laikliğe aykırı bulup çiğniyorsa, bu, Türk milletinin adına verilmiş bir karar değildir, Türk milletine rağmen verilmiş bir karardır. Bu laikliği de tanımıyorum. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede başörtülü milletvekili seçilen Merve Kavakçı, milletvekili seçildiğinde başbakanı ve bakanları tarafından iç tüzük bahanesiyle haddi bildiriliyor ve Belçika meclisinde bizim Merveler ayakta alkışlanıyorsa, bu, laikliğin Türkiye’de Müslüman’ı dövmenin sopası olarak kullanılması demektir, laikliğin, dinzsizlik üzerinden anayasanın dinine dönüştürülmesi demektir. Ya anayasadan çıkarılsın ya da adam gibi tanımı yapılsın. Dindarın dindarlığının, ateistin ateistliğinin teminatı olacak şekilde.” şeklinde konuştu.
Aynı zamanda Marmara Bölgesi Akil Adamlar Listeside de yer alan Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu; “Akil adam ve akil örgütün her türlü illegal yapılanmaya karşı, milletin değerlerinin yanında olmak demek olduğunu kaydederek, “Bize tebliğ edilen bu görevle bir üstünlüğe kavuşmuş değiliz, bundan önce de biz bu ülkeyi bu söylemlerle tarıyorduk” şeklinde konuştu.
“Bu çözüm bizden geçmiyor. Bu, güvenlik sorunudur, devletindir, askerindir, polisindir, istihbaratındır. Bizim böyle bir sorumluluğumuz yok ama bu ülkede demokratikleşememe sorunu var” diyen Ahmet Gündoğdu, şöyle devam etti:
“Demokratikleşmede devletin gerekli önlemleri almasında eksiklikler var, eğitimde fırsat eşitsizliği var. Kürtçülükle de rövanş almaya kalkışan yaklaşımlar var. O zaman medeniyet değerimizden bahsediyorsak, şunda anlaşalım; Habeşistanlı köle Bilal o gün yaşadığı toplumun en az selam verilen, dışlanmışlarındandı ama medeniyet davamız ve inancımız sayesinde Hazreti Bilal oldu. O günün müesses nizamının önde gelen üç adamından biri olan Ebu Leheb, yaratılışındaki eşref-i mahlukata isyan edip esfel-i safilin olmayı seçti. O zaman cahiliye toplumunun anlayışına prim vermeden Bilal’i hazret yapan değer ve Ebu Leheb’e Arap oluşunun hiçbir katma değer üretmediği gerçeğini görüp hareket etmek lazım.”
Terör sorununu ortadan kaldırmak adına, bataklığı kurutmak amacıyla neler yapılabileceğinin sorgulanması gerektiğini anlatan Gündoğdu, “Dolmabahçe Sarayı’na giderken, ‘Çağrılan bu insanlarla benim bir arada ne işim var’ dedim. ‘Hükümet, başbakan bizden ne isteyecek’ dedim. Ömrümde bir araya gelmeyi hiç düşünmediğim, her kesimin en ideolojik öncülerinden örgütler, şahıslar. Lale Mansur da orada, Deniz Ülkü Arıboğan da. Hülya Koçyiğit, Mithat Sancar orada. Her kesimden insan var. Başbakanın cevabıyla hepimiz rahatladık. ‘Başbakan, sizden terörü bitirmenizi istiyor. Sizin de terörü bitirmeden yana olduğunuzu biliyor. Eğer bu düşüncedeyseniz, üslubu, içeriği size ait olmak üzere nasıl istiyorsanız öyle çalışın’ deyince, hepimiz rahatladık. Terör bitsin. Kandan, kadavradan, şehit cenazelerinin acısından geçim elde edenlerin elinden bu oyuncak alınsın. Biz buna sonuna kadar ‘evet’ diyoruz” şeklinde konuştu.
Gündoğdu, terörün her türlüsüne karşı olduklarını ve teröristle mücadelenin devletin güvenlik görevlilerinin işi olduğunu ancak terörle mücadelede bataklığı kurutmak gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Şu anda halkta müthiş bir heyecan, beklenti ve muazzam bir kabulleniş var. Çok önemli ve hassas bir dönemden geçiyoruz ancak teröristle mücadele ile terörle mücadeleyi birbirine karıştırarak, süreci sabote etmek isteyenler çıkabiliyor. Bu ülkenin bir terör sorunu var. ‘Mücadele edilmesin’ demiyoruz. ‘Milletin canı daha fazla yanmasın, şehit yakınları üzülmesin, bu sorun da bitsin’ diyoruz. Halkın böyle bir beklentisi var. Sürece yönelik destek de bunun kanıtı. Söyleyecek sözü olan söylesin ama sürece engel olmaya çalışmak niye? Terör bitmesin mi? Biz ‘bitsin’ diyoruz. Sürece karşı olanlar, şehit olmuş bir gencin anne ve babasına ne söylemek ister? Çocuğunu Güneydoğu’ya gönderenlere ne demek isterler? O bölgede öğretmen yokluğundan çocukların dersleri boş geçiyor. Bunlara ne demek isterler? Sürece karşı koymak isteyenler bir şey demiyor, demokratikleşme konusunda bir şey yapmıyorlar. Milliyetçilik, eline cetvel alıp da ölçülecek bir şey değil. Barış için söyleyeceklerimiz var.”
Bölgede birçok ile gittiklerini ve ziyaretlerine devam edeceklerini söyleyen Gündoğdu, “Yapmak istediğimize, sivil toplum örgütleri ve halk büyük destek veriyor. Bu adım başarısız olursa, millet kaybetmeye devam edecek; illegal yapılanmalar ve silah tüccarları kazanacak ancak şu ana kadar umduğumuzdan daha büyük destek oldu. Artık sivil toplum örgütleri bunu sahipleniyor. Zaman zaman bazı siyasetçilerin sorumsuz açıklamaları bazı marjinalleri harekete geçirse de, sürece destek artarak devam ediyor. Halk, kanın, gözyaşının durmasından, barışın sağlanmasından yanadır” dedi.
Bazı sendikaların Başbakan ile görüşmelerine vatana ihanet demesine de tepki gösteren Gündoğdu, “Ülkenin yüzde 50’sinden fazlasından oy almış bir başbakanla terörü bitirmek, milletin temsilcisi olarak toplantı yapmak mı ihanet, Ergenekon ve darbecilere ev sahipliği yapmak mı ihanet? Bu ülkede vatanı Ergenekon’a peşkeş çekenler vatan bölünmesin diyor. Vatanı esas onlar bölüyor. PKK’ya ya da Ergenekon’a ev sahipliği ya da yanaşmalık yaparak, yüz binlerce üyenin genel başkanı olmaktansa, milletin değerlerine hizmet ederek üyesiz ve sendikasız kalmayı tercih ederiz” ifadelerini kullandı.