Osmaniye 1 Şubesi

Yeni Sendika Binamızın Açılışı Genel Başkanımız Ali Yalçın Tarafından Yapıldı.

Osmaniye Milletvekili Mücahit DURMUŞOĞLU selamlama konuşmalarında; “Ben Osmaniye Eğitim Bir-Sen ve Osmaniye Memur-Sen temsilcilerini teker teker tebrik ediyorum. Öyle bir bina kazandırmışlar ki gerçekten ilimize yakışır. Aslan yatağından belli olur derler, gerçekten dört dörtlük bir bina kazandırmışlar. Böyle bir binayı kazandıran Osmaniye Eğitim Bir-Sen Şubemizi yürekten kutluyorum. Son 15 yılda Türkiye’de sendikacılık hamdolsun müthiş bir ivme kazandı. Hükümetimiz sendikalarının önünü açmak için gerçekten elini taşın altına koydu. Bizde birçok alanda yenilikler kazandırdık. Bundan sonra da kazandırmaya devam edeceğiz.” dedi.

 Osmaniye Eğitim Bir-Sen Başkanı ve Memur-Sen Osmaniye İl Temsilcisi Mahmut Kahraman selamlama konuşmalarında; “Çok Aziz ve kıymetli misafirler öncelikle sayın genel başkanımızı Osmaniye’de ağırlamaktan şeref duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Kendisine Osmaniye memur-sen ailesi adına hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Öncelikle sendika binamızın açılışına katılan, bizi yalnız bırakmayan siz kıymetli misafirlerimize çok teşekkür ediyoruz. Bu binanın alınmasında bizlere destek veren genel başkanımız, genel merkez yöneticilerimize ayrıca teşekkür ediyoruz. İnşallah bu binamızda daha hayırlı hizmetler yapmayı bizlere Rabbim nasip eylesin inşallah. Biz genel merkezimizin direktifleri, bize talimatları doğrultusunda gece gündüz demeden çalışmaya, koşturmaya devam edeceğiz. Bizim koşturmamızda da bizleri yalnız bırakmayan Hanımlar komisyonumuza, Genç Memur-Sen’e, Memur-Sen’e bağlı diğer sendikalarımızın başkan ve yöneticilerine, burada canı gönülden teşekkür ediyorum. Ben bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken toplantımıza katılmanızdan dolayı hepinize canı gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim buluşmamızı hayırlara vesile kılsın. Allah razı olsun diyorum. Hayırlı akşamlar arkadaşlar.” Dedi.

 

Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen genel başkanı Ali YALÇIN Osmaniye Memur-Sen teşkilat buluşmasında; “Yeniden büyük Türkiye’nin aile ruhunu keşfeden kitlenin örgütlü alanı Memur-Sen ailesinin çok kıymetli misafirleri, çok kıymetli üyeleri, uç beyleri ve hanımefendileri, hepiniz öncelikle hoş geldiniz sefalar getirdiniz.  Tarih tekerrür eder mi diyorlar, aynı zemini bir kez daha yaşıyoruz. Aynısı 100 yıl önce 100 yıl sonra bu coğrafya 100 yıl önce 3 kıtadan Anadolu coğrafyasın sıkıştırırken, taksim edilirken bu coğrafyada İngilizler cetvelle taksimat yaptılar. 100 yıl sonra geldiğimiz noktada aynı durumu bir kez daha yaşıyoruz. Bu yaşadığımız olayı nedir? Bunu nasıl okumalı ve bir sonraki adıma ilişkin öngörüler nasıl bulunmak lazım? Nasıl bir adım gerçekleşiyor bunu fark etmek lazım. Onun için olup biteni anlamak için 120 yıl geriye gitmek gerekiyor. Bu coğrafyada şu anda olan bitenin yeniden planlandığı, stratejik olarak hedefe konulduğu 120 yıl önce, 1897 İsviçre’nin Basel Yahudi Kongresi’ne gitmeden bu çevrede yaşanan akışı dünyadaki imkan sahibi Yahudiler Theodor Herzl başkanlığında toplanarak bu coğrafya ilişkin bir planlama yaptı ve şu an o planı son versiyonu gerçekleşiyor. 50 yıl içerisinde Filistin’e yerleştireceğiz bir devlet kuracağız. Yüzyıl sonra Dicle-Fırat arasına hakim olacağız diyerek Arzı Mevudu kontrol altına alacağız diyerek başladıkları yolculukla, Kudüs’ü başkent ilan edeceğiz, Mescidi Aksa’yı yıkıp Siyon Mabedi’ni inşa edeceğiz diye içerisinde detaylarını barındıran o kongrede alınan karar sahaya sürüldü. Abdulhamid’ten borçlara karşılık para verelim bize toprak ver, oradan bir teklifte bulunuldu fakat kapı gösterilince, kapıdan topuk selami ile çıkarken ayakları yeniden vurup yeniden geleceğiz diye ant içtiler. İçimizdeki beyinsizler yurtdışına eğitime gönderip,  teknoloji getirsin derken, fitnenin parçasında dönüşüm içerde operasyon yapanlar sayesinde Filistin adım adım işgal edildi küçük noktacıklar a kadar indirgendi. İsrail’i 50 yıl sonra kuracağız dediler 51 yıl sonra kuruldu. 1948 bir yıl gecikmeli. Çünkü millet narkozu yemişti. Topuk selamı ile çıktıkları yere devlet kurarak bağımsızlığını ilan edenleri ilk tanıyan Müslüman devlet oldu Türkiye. 1948 başta İsmet İnönü var akıl tutulması. Bu iki çizginin arasında Türkiye’nin önemli bir kısmı var ve plan devam etti. Katliamlar seri olarak yapıldı 80’lere gelindiğinde. 6 Eylül 80 de Kudüs’ü başkent ilan etti 6 gün sonra 12 Eylül’de Türkiye’de darbe gerçekleşti. Darbeden bir gün önce ABD ye bilgi geçirerek hareketlenme bizim elemanlardan endişeye gerek yok. Bir gün sonra ABD den açıklama yapıldı. Bizim çocuklar başardı…

Onun için bu teşkilat, bu anlamda örgütlü kapasiteyi ortaya çıkaran, geçmişte yaşanan travmatik durumlar bir daha yaşanmasın diye, pozisyonunu her geçen gün takip eden bir kitle. Bu ülke ekonomik olarak gelişmeden, istikrar yakalanmadan, milli gelir büyümeden, bizim aldığımız bir kazanımın kıymeti harbiyesi yok. Ülke kaybediyorsa bizim kazanmamız diye bir şey olmaz. Ülke kaybetsin ben kazanayım, ülke yansın ben ateşin üstüne yumurta mı pişireyim, Böyle bir şey olamaz, ülke büyürse, ekonomi büyürse, biz de payımıza düşeni alırız. Onun için her zaman milletin yanında konum aldık. Örgütlü olarak bu millete hiçbir zaman ihanet etmedik. Hiçbir darbe sürecinde ve mühendislik sürecinde bir tarafın ırgatı, paydaşı, yandaşı olmadık. Teşkilat olarak hamdolsun bizi gerektiğinde bir dalgakıran gerektiğinde bir güç haline dönüştüren bu kapasite için ben size yürekten teşekkür ediyorum. Böyle önemli bir süreçle 15 Mayıs’a gidiyoruz. 15 Mayıs bizim sendikalarda sandığımız, bir seçim. 15 Mayıs maaş bordroları üzerinden bir sayım ve ona göre bir yıl o sayı üzerinden muamele görürüz. Osmaniye örgütlenme açısından Türkiye’de ilk 5 ilimizden birisi Osmaniye’dir. Bu çalışmalarından dolayı ben Osmaniye teşkilatımıza ve siz üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Osmaniye’nin %80’in üzerinde bir örgütlenme kapasitesi var. Fakat üye yapacak var, ya şu adamı da alabilir miyiz? Buna da anlatalım mı demeyin, anlatmaya devam etmelisiniz. Samimiyetle anlatmak, dokunmak lazım. Bu açıdan arkadaşlara bunu anlatmayı sürdürmeliyiz. Onları sürece katmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu işi sadece ön tarafta oturan temsilde bulunan arkadaşlara havale etmeyin. Sendikacılık bir bilinç alanıdır. Taşere edilecek bir uğraş alanı asla değildir. Herkes bu konuda inanmalı, inandığında da sonuna kadar açılmalı. Örgütlülük böyle bir bilinç alanıdır. Bu konuda herkes inisiyatif almalı. Bazen karşılaşıyorum bir kuruma gidiyorum ve yönetici arkadaşlar selam veriyor diyorum ki bizim sendikamızın kaç üyesi var dediğimde tarafsız olmam lazım diyor. Tarafsız değil sendikaya üye olabilecek yasal olarak her şeye sahipsen tarafsız olamazsın. Tarafını belli etmelisin. Bunu %83 örgütlenme kapasitesine ulaşmış bir ilde söylüyorum. Çünkü arada alınabilecek daha hala insanlarımız var. Geldiğiniz sayı son derece kıymetli, buradaki kapasite son derece kıymetli, bugün açılışını yaptığımız yer çok prestij ve Türkiye genelinde birçok ofisimize göre 5 tanesini sayın deseniz onların içerisinde yer alan on numara bir yer kazandırılmış. Onun için ben başkanımız şansın da emeği bulunan herkesi tebrik ediyorum.  Teşkilatımıza üyelerimize de çok teşekkürlerimizi ifade ediyorum. Geldiğimiz sayıyı önemli görerek yan gelip yatabileceğimiz bir zeminde değiliz. Hayat bir mücadele, dolayısıyla ülkeyi daha sıkıntılı günler gelecekte bekleyebilir.  Küresel anlamda operasyonlar, bu ülkenin üzerinden eksik olmadı şimdiye kadar. Bundan sonra da eksik olmayabilir, Örgütlü güç olarak bu milletin vicdanını, kamu vicdanını seslendiren örgütlü kapasite olarak bize düşen görev var. Geldiğimiz sayı yeterli görülüp yarışı bırakmayın. Afrika’da bir ceylan sabah uykudan uyanır ve güneş doğduğunda şu cümleyi kurar: der ki bugün en hızlı koşan aslandan daha hızlı koşmalıyım. Bir aslan uyanır ve der ki bugün en yavaş koşan Ceylan’ı geçmem lazım. Çünkü hayatta ayakta kalmam bu ceylana bağlıdır. Güneş doğar ve koşma zorunluluğu Aslan içinde Ceylan içinde devam eder. Onun için sizlere teşekkür ederken şairinde, daha iyisi var her zaman sınırı yok mükemmele varmanın, zaman ne getirir bilinmez ama daha iyi olmalıyız yarın diyor.  Akif İnanın az önce arkadaşımızın şiirini ifade ettiği çelik dişler arasında diye Erdem Beyazıt’ın dizesiyle bitiriyorum.  Büyüyen elimin üstüne koy elini gelen zamanı haber veriyorum diyor. Geceniz hayırlı olsun diyor hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hepinizi Rabb’ime emanet ediyorum sağ olun var olun. Dedi.